Sperm yapımı ve olgunlaşması, fertilizasyon ve erken embriyo safhalarında moleküler düzeyde açıklanması gereken pek çok soru henüz cevaplanamamıştır. İdiopatik yani sebebi açıklanamayan infertilite kısırlık nedenlerinin gelecekte genetik ve moleküler biolojik araştırmalarda elde edilen bilgiler ışığında açığa kavuşacağını ümit etmekteyiz. Özellikle insan genleri üzerindeki araştırmalar infertilite konusunda şu anda açıklayamadığımız pek çok genetik yapı bozukluğunun çözümünde yardımcı olacağı kanısındayız.
Kanda ve spermde olmak üzere erkekte yaoılan genetik testleri iki gruba ayırabiliriz. Kan yoluyla yapılan testler: Periferik Karyotip: Kromozom sayısı ve yapısı ile ilgili bozukluklarda bilgi verir Y mikrodelesyon testi: Y kromozomu üzerinde sperm yapımı ile ilgili genlerin varlığını inceler. Kistik fibrozis gen mutasyonu: İki taraflı veya tek taraflı sperm kanalının olmaması durumunda bakılır. Spermde yapılan genetik test ise sperm FISH testidir. Sperm içerisindeki kromozom yapı bozukluğunu incelemek için yapılır. Kromozom yapısı normal olan erkeklerde de sperm yapımı sırasında oluşan bir takım bozukluklardan spermler içerisindeki kromozomlar etkilenebilir. İnfertil erkeklerde spermlerde yapılan FISH incelemelerinde sperm içerisindeki kromozom yapı bozukluklarının çocuk sahibi olan erkeklerle karşılaştırıldığında bir kaç kat yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Hayır. Kromozom yapısı sadece sayısal ve yapısal olarak kromozomların durumunu gösterir. Genlerle ilgili bozukluklar konusunda günümüzde yalnız Y kromozomu üzerindeki genlerin sperm yapımından sorumlu olduklarını biliyoruz. İnsan kromozomlarında 20-30.000 gen olduğu varsayıldığında, açıklanması gereken pek çok sorunun bu genlerin ne gibi görevler üstlendiğinin öğrenilmesi ile çözüleceğine inanıyoruz.
47,XXY Klinefelter sendromu, 47,XYY en sık olarak gördüğümüz kromozom sayısal bozukluklarıdır.
Yapılan araştımalara göre 500 erkek doğumunda 1 olasılıkla en sık görülen kromozom yapı bozukluğunu oluşturmaktadır.
Bize sperm yapım bozukluğuna bağlı azoospermia nedeniyle başvuran erkeklerin %10-15'inde Klinefelter sendromu tespit etmekteyiz.
Erkeklerde 46,XY kromozom yapısı olması gerekirken fazladan bir X kromozomunun bulunmasıdır. Bu X kromozomu anne veya babadan gelmiş olabilir. Aile kromozom yapı bozukluğu olması gerekmez. Sadece o kişide ortaya çıkmış olabilir. Geç yaşta çocuk sahibi olan erkeklerin çocuklarında görülme olasılığının arttığı öne sürülmüştür. Bu sendromu taşıyan erkeklerde görülen en önemli fiziksel özellikler uzun boy, kıllanmada azalma, testislerin gelişmemiş olması ve göğüslerde büyümedir. Testosteron hormonu genellikle normalin altındadır. Puberte sonrasında uzun süreli olarak testosteron tedavisine alındıklarında testislerde zaten az olan sperm üretimi tamamen durabilir. Bu nedenle bu kişilerin tüp bebek tedavisine alınmadan önce eğer testosteron kullanıyorlarsa 3 ay önceden kesilmesi gerekir.
Evet. Son yıllarda testisten elde edilen spermlerin mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtalara aktarılması ve oluşan embriyoların uterusa transferi ile bu erkeklerin çocuk sahibi olmaları mümkün olmuştur. Özellikle testisten sperm elde etme amacıyla kullanılan TESE yönteminde ameliyat mikroskobu ile araştırma yapılması sperm elde etme oranlarını önemli ölçüde arttırmıştır. Bu spermlerin kullanılmasıyla gebelik elde etme oranları %40-45 civarındadır.
Eskiden kullanılan multi TESE yönteminde %30 civarında sperm elde etme oranı Mikro TESE yöntemi ile bizim serimizde %60 civarında seyretmektedir. Bu elde edilen spermlerle gebe kalma şansı kromozom yapısı normal ve testisten sperm elde edilerek elde edilen gebelik oranları ile aynı düzeydedir.
Klinefelter sendromlu erkekten elde edilen spermlerle oluşan gebeliklerde çocukta anomali gelişme riski var mı?
Bugüne kadar elde ettiğimiz hiçbir gebelikte çocukta anomali görmedik. Ayrıca yapılan yayınlarda sadece bir gebelikte bir erkek fetusta Klinefelter sendromu görüldüğü belirtilmiştir. Sonuç olarak gebeliklerde anormal kromozom sayısına bağlı bir anomali riski diğer gebeliklerdekinden fazla değildir.
İnfertil erkeklerin yaklaşık %5 inde Y mikrodelesyonu görülmektedir. Sperm yapım bozukluğuna bağlı infertilitede görülme sıklığı biraz daha yüksektir.
Günümüzde sperm yapım bozukluğuna neden olan genler yalnız Y kromozomunun uzun kolu üzerinde tespit edilmiştir. Bu genlerin üç bölgede inceliyoruz AZFa, AZFb ve AZFc bölgeleri... Eğer azoospermik bir erkekte AZFa ve/veya AZFb bölgelerindeki tüm genler silinmiş ise bu kişide TESE ile sperm bulma ihtimalinin hiç olmayacağını söyleyebiliriz. Ancak AZFc bölgesinin tamamı silinse bile %50 olasılıkla sperm bulma şansı vardır.
Evet eğer erkek çocuk olursa infertil (kısırlık) riski vardır.
Fizik muayenede bir veya iki taraflı sperm kanallarının olmaması hali mevcut ise erkekte ve kadında kistik fibrozis adı verilen bir hastalığın taşıyıcısı olup olmadıkları araştırılmalıdır. Doğuştan sperm kanalları olmayan erkeklerde yüksek oranda bu hastalığın taşıyıcısı olabilirler. Kadınlar kistik fibroziz taşıyıcı olduklarında kendilerinde herhangi bir hastalık oluşturmazken taşıyıcı olan bu erkeklerin spermleri ile yapılacak mikroenjeksiyon sonrası doğacak çocukta ölümcül olan kistik fibrozis hastalığı görülebilir. Bu nedenle sperm kanalları olmayan erkeklerde ve eşlerinde mikroenjeksiyon öncesinde bu hastalığın taşıyıcısı olup olmadıklarının incelenmesi önem taşır.
Preimplantasyon genetik tanı yöntemi ile oluşan embriyoların genetik yapısı incelenerek, sağlıklı embriyoların verilmesi ile bu hastalığın ortaya çıkması engellenebilir.