Dünyada gebe kalan kadınların yarısı gebe kaldıklarının farkında dahi olmamakta, gebelik için gerekli ön hazırlıkları yapamadıkları gibi, bebeğe zararlı olabilecek alkol, radyolojik tetkik, ilaç kullanımı gibi etkenlere maruz kalabilmektedirler. Sağlıklı bir gebelik için doğum kontrolü ve gebeliğin planlanması daha doğru olacaktır.
Gebelik istenildiğinde en yüksek olasılık yumurtlamadan önceki birkaç gün içinde girilen ilişki ile olacaktır. Yumurtlama bir sonraki adetin başlayacağı günden 14 gün önce olur. Adetleri düzenli olanlar yani bir sonraki adetini ne zaman başlayabileceğini öngörebilenler bu konuda şanslılar.
Doğurganlığın yüksek olduğu 35 yaş öncesi dönemde olan ve günlere dikkat ederek ilişkiye giren bir çiftin her ay gebelik elde etme olasılığı %25 civarındadır.
Korunmadan düzenli ilişkiye giren çiftlerin 3 ay içinde yarısı, 6 ay içinde %70’i, sonraki 6 ayda %15’i gebe kalır. %15 yani her 7 çiftten biri, 1 yıl içinde gebelik elde edemez ve infertil olarak değerlendirmeye alınır.
Her ay gebelik olmamasının en iyi bilinen sebebi her yumurtanın genetik olarak sağlam olmamasıdır. Bir kız çocuğu 1-2 milyon yumurta ile doğar, hayatı boyunca yaklaşık 400 kere yumurtlar ama hiç korunmasa bile en çok 10 civarında doğum yapabilir. İşte bunun en iyi bilinen sebebi her yumurtanın genetik olarak sağlıklı olmamasıdır. Kısmen her spermin sağlam olmaması ve diğer faktörler de rol oynar.
Aynı sebeplerle infertilite tedavilerinde de kullanılan yönteme ve çiftin özelliklerine göre her ay belli oranlarda gebelik elde edilebilmektedir. Bir denemede başarısız olunması bir daha gebe kalınamayacağı anlamına gelmez.
Daha detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler aşağıdaki yazıyı okuyabilir:
Üremenin esası yumurta ve spermin birleşmesidir. Doğal ortamda izlenmesi son derece zor olan bu olay tüp bebek işlemleri sayesinde daha iyi anlaşılmıştır.
Sperm testislerde 72 günde yapılır. Ortamın ısısı vücut ısısından düşüktür. Ateşli bir hastalıkta sperm sayısı düşer. Testislerin kasıkta olduğu durumda sperm yapımı tamamen durabilir.
Cinsel ilişki ile vajina içine boşalan semende ortalama 200-300 milyon sperm vardır. Bunların içinden en hareketli ve sağlıklı olanları hemen yukarı doğru hareket ederler. İlk spermler 90 saniye içinde rahime girerler. Semenin büyük kısmı ise sıvı materyaldir. Bu da vaginadan dışarı akar. Bu durum çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde gereksiz bir endişe yaratabilir ama önemsizdir.
Milyonlarca spermden ancak birkaç yüz tanesi (nadiren 1000’e ulaşabilir) fallop tüplerine ulaşır. Bir spermin yumurtaya kadar yüzdüğü mesafe 10-15 cm kadardır. Orantı kurulursa bir insanın 200 km yüzmesine eşittir. Hızlı bir sperm bu mesafeyi 5 dakikada alabilir.
Yumurta çatladığında tüpler tarafından hemen tutulabildiği gibi bazen karın boşluğuna da düşebilir. Rahim arkasındaki cul-de-sac adı verilen karın boşluğunun en dip noktasına vajinal ultrason yardımı ile bırakılan yumurtaların bile tüpler tarafından alınabildiği gösterilmiştir. Bir yumurtanın ters taraftaki tüp tarafından alınması da mümkündür. Tek yumurtası ve ters tarafta tek tüpü olan kadınlar kendiliğinden gebe kalabilirler. Bu örneklerden de anlaşılacağı gibi tüpler basit bir kanal değil son derece işlevsel organlardır .İç yüzeylerini kaplayan özel hücrelerin salgı işlevi ve titreşen tüycükleri(cilia) vardır. Tıpkı endometrium gibi adet döneminin gününe göre içeriği değişen salgı yumurta ve embriyonun beslenmesinde, titrek tüyler ise taşınmasında esas rolü oynarlar. Yumurtanın taşınmasındaki diğer etken tüplerin peristaltik(solucan gibi dalgalanma) hareketleridir.
Döllenme genellikle tüpün ortasındaki ampulla adı verilen geniş kısımda olur. Yumurtanın atıldıktan sonra döllenebileceği sürenin, kesin olarak bilinmemekle birlikte, 12-24 saat olduğu tahmin edilmektedir. Spermin dölleyebilme yeteneğini koruduğu süre ise 48-72 saattir. Buna rağmen yumurtlamadan 6 gün önce veya 3 gün sonra gerçekleşen ilişki ile gebelik olduğu görülmüştür. Bu uç örnekleri bir tarafa bırakacak olursak, gebeliklerin büyük kısmı yumurtlamadan önceki 3 gün içinde girilen ilişkilerle olur.
Hem sperm hem yumurta normal insandakinin yarısı kadar yani 23 kromozom taşır. Sperm yumurta içine girdikten sonra kromozomlar birleşir ve kromozom sayısı 46 olur.
Spermlerin yarısı erkek(Y) yarısı kız(X) cinsiyet kromozomu taşır.Yumurtaya giren sperm X kromozomu taşıyorsa kız,Y taşıyorsa erkek bebek doğar.
Döllenen yumurta rahime doğru yolculuğuna devam eder. Tüpden geçişi ortalama 3 gün sürer. Bu arada bölünmeye başlar. Rahime ulaştığında 8 hücrelidir. Bölünmeye devam ederek kısa sürede 30-200 hücreli blastosist haline gelir. Rahim içine girdikten 1-3 gün sonra etrafını saran zona pellucidadan kurtulup(hatching) endometriuma tutunur. Tüp bebekde kullanılan ve halk arasında yuvalama olarak adlandırılan yöntem, bu olayı kolaylaştırmak için zarda küçük bir delik açılmasıdır(assisted hatching).
Eğer gebelik gerçekleşirse embriyonun çevresindeki throfoblast isimli hücreler beta HCG(human chorionik gonadotrpin) isimli bir hormon salgılarlar. Beta HCG gebelik testlerinde tetkik ettiğimiz hormondur. Bu hormon corpus luteumu besleyerek progesteron salgısının devamını sağlar. Progesteronun varlığı kanamayı engeller, gebelik devam eder Yumurtlamadan 8-10 gün sonra, kandan yapılan hassas beta HCG testleri ile gebeliği saptamak mümkündür. En erken 6 en geç ise 12. günde tespit edildiği olmuştur. Sağlıklı bir gebelikte beta HCG düzeyleri her 2 günde bir %60-100 civarında yükseliş gösterir, ancak istisnalar da olabilir.
Tıpta gebelik yaşı hafta olarak ifade edilir ve yumurtlama ya da döllenme tarihinden itibaren değil son adetin ilk gününden itibaren sayılır. Bundaki amaç sadece kolay anlaşabilmektir. Bir kadın yumurtladığı tarihi bilemez ama son adetinin ne zaman başladığını hatırlayabilir. Vajinal ultrasonla gebeliğin 4,5 haftasında (yani adet geçtikten 3-4 gün sonra) gebelik kesesi,6. haftasında kalp atışları görülebilir.