Mikro TESE operasyonu genel anestezi altında yapılmalıdır. Mikroskop altında yapılan bir operasyon olduğundan hem hastanın uzun sürebilecek operasyon sırasındaki konforu, hem de operatörün konsantrasyonunun sağlanması açısından genel anestezi gereklidir. Konvansiyonel TESE’den farklı olarak testisin tek bir kesi ile enine kesi ile tamamen açılır ve dokuda sperm üreten tubul yapıları mikroskop ile 20 kat büyütülerek incelenir. Tubul yapıları normale yakın veya genişlemiş bölgelerden doku örneklerinin alınması şeklinde yapılmaktadır. Dolayısıyla eskiden uygulanan çoklu biyopsi yönteminden başarı şansı daha yüksektir. Daha az testis dokusu kaybı ile daha fazla sayıda sperm elde etme mümkün olmaktadır. Azospermik (NOA) erkeklerde testisinden doku kaybı mikrocerrahi yöntemde çoklu biyopsi yöntemine göre 70 kat daha az olmaktadır. Bu da operasyondan testislerin en az zarar görmesini sağlayarak, testosteron hormonu salgılanmasını minimal etkilemektedir. Mikroskop altında yapılan mikrocerrahi yöntemin diğer bir avantajı testis dokusunu çevreleyen kapsüldeki damar yapısının görülerek, testisi besleyen damarlara zarar vermeden kesi yapılmasıdır. Bu operasyon sonrası olası komplikasyonları minimal düzeye indirgemektedir.
Operasyon genel anestezi altında yapıldığından hastaların operasyon günü herhangi bir şey yiyip içmeden aç olarak gelmeleri önerilir. Lokal anestezi uygulaması ile mikro TESE operasyonunu hastanın hareketsiz bir şekilde uzun süre ameliyat masasında kalması, operasyon sırasında psikolojik etkilenmeler ve cerrahın dikkatinin dağılmaması nedeniyle gerekli durumlar hariç tercih etmemekteyiz. Mikro TESE operasyonu sonrası hastalar narkozun etkisi geçinceye kadar müşahade altında gözlemlendikten sonra evine veya kaldıkları yere gönderilirler. Hastanın operasyon sonrası evine giderken araç kullanmaması önerilir. Hastanın sürekli yatak istirahati gerekmez ancak ameliyat sonrası iki-üç gün normal aktivasyonu azaltmaları önerilir. Ameliyattan 48 saat sonra pansumanın yenilenmesi gerekir. Operasyon sonrası 3. gün duş alınabilir, dikişler kendiliğinden yaklaşık bir haftada eriyeceğinden dikiş almaya gerek yoktur. Operasyon sonrası hastaların 10-15 gün sıkı kilot (slip) veya suspansuar kullanmaları önerilir. Ağır bedensel aktivite ve cinsel ilişki 15 gün kadar yapılmaması önerilir.
Klinefelter's Sendromu olarak adlandırılan ve toplumda ortalama doğan 500 erkeğin birinde tespit edilen genetik hastalıkta; testis boyutlarının normalin altında oluşu (2-3 ml hacimde), testosteron (erkeklik hormonu) düzeyi düşüklüğü ve menide spermin bulunmaması (azoospermia) sonucu kısırlık mevcuttur. Ayrıca kabakulak orşiti sonrası azospermi gelişen erkeklerde veya patolojik değerlendirmede germ hücre aplazisi (Sertoli Cell Only) olan erkeklerde mikro TESE operasyonu tecrübeli bir üroloji uzmanı tarafından yapılmasını öneririm.
Mikro TESE operasyonu geçiren hastanın yeniden operasyona veya mikroenjeksiyon tedavisine alınması için yaklaşık 6 ay geçmesi gerekir. İlk operasyonda sperm bulunan bir kişide tekrarlanan operasyonda sperm bulma şansı testisin özelliğine göre değişmekle birlikte yaklaşık %90 dır.
Üretim bozukluğuna bağlı azospermik erkeklerde hormon eksikliği yani hipogonadotropik hipogonadizm dışında ilaçla tedavi mümkün değildir. Özellikle yükselmiş FSH değeri olan ve azospermisi olan erkeklerde mikro TESE operasyonu günümüzde testis dokusundan sperm elde etmek için en gelişmiş tekniktir. Ancak bu operasyonu yapan cerrahın bu konudaki tecrübesi, teknolojik imkanlar ve embriyoloji laboratuvarının tecrübesi sperm bulma açısından çok önemlidir. Yapılan çalışmalar testis dokusunu büyük büyütmede incelemeden rastgele alınan 3 veya 4 örnekte sperm rastlanmamış erkeklerde bir sonraki operasyonda sperm bulma olasılığının %45'e kadar çıkabileceğini göstermiştir (Tsijumura A et al. J Urol 2006). Bu nedenle uygun şartlarda gerçekleştirilmemiş TESE operasyonlarında sperm bulunmadığı takdirde yeniden mikro TESE ile sperm araştırması önerilebilir. Ancak tecrübeli bir uzman tarafından usulüne uygun yapılan mikro TESE operasyonu sonucunda sperm bulmaması durumunda yeniden mikro TESE operasyonu ile sperm bulma olasılığı oldukça düşüktür. Bu nedenle hastalarımda sperm bulamadığım takdirde ileri bir tarihte yeniden mikro TESE operasyonunu yapmayı önermiyorum.
Testis dokusundan çok küçük parçalar alındığından ve operasyon sırasında damar yapısı korunarak kesi yapıldığından testis çoklu biopsi TESE operasyonlarından çok daha az zarar görecektir. Testisin yapılacak operasyondan ne kadar zarar görebileceği testis boyutlarına ve daha önce geçirdiği operasyonlara bağlıdır. Dolayısı ile kişinin muayene edilerek bilgilendirilmesi doğru olur.
Hayır. Anatomik olarak tıkanıklık nedenine bağlı azospermi olmadığından bu erkeklerde epididimden yani kanallardan sperm elde etme yöntemleri ile sonuç alınamaz.
Dondurulmuş spermlerin çözüldüğünde ortalama %50 kadarının canlı kalabildiği yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Dokudan elde edilen spermlerin taze iken %90 yakını canlı olmasına karşın ancak %5 lik bir kısmı hareketlidir. Dolayısı ile çözdürme sonrası spermlerin canlılığını gösteren en önemli belirteç olan hareketlilik oranı ciddi oranda azalır.